10 Ekim 2010 Pazar

Hz isa A.S. Hayat Hikayesi

İsrailoğullan'nın ileri gelenlerinden Imran artık iyice yaşlanmıştı. Karısı Hanne ile Kudüs'te yaşıyordu.
İmran, Hz. Süleyman'ın soyundan gelmekteydi.
Kudüs'te bulunan Beyt-i Mukaddes (Kutsal mäbed) de vaktini ibadet ile geçirirdi. Orada bulunan din adamlarının reisi idi. Karısı Hanne'nin hiç cocugu olmamıştı.

Çocuksuz oluşuna oldukça üzülmekteydi. Nerede bir küçük yavru görse gözleri yaşarıyor, onu özlemle seyrediyordu. Ne olurdu, Yüce Allah ona da bir küçük yavru vermiş olsaydı.
Hanne'nin günleri böyle üzüntüler içinde geçip gitmişti.
İçinden şöyle diyordu: "Ya Rabbi, eğer bana bir çocuk nasip edersen, andolsun onu Beyt-i Mukaddes'in hizmetine verecegim..."
Nihayet Hanne'nin duaları kabul oldu ve Yüce Allah ona bir.çocuk nasip etti. Sevinçten Hanne'nin içi içine sığmıyordu.

Ancak içine bir kuşku düşmüştü.
Çocuğu acaba erkek mi, yoksa kız mı olacaktı?
Ama kendisi erkek olmasını istiyordu. Çünkü Yüce Allah'a söz vermiş, yavrusunu Hak yoluna vermeye adamıştı.
O devirde Kutsal Mabedin hizmetinde ancak erkekler
çalışıyordu.
Imran çocuğunun doğumunu göremeden ahirete göçüp gitti.


Zamanı gelince Hanne nur topu gibi bir kız çocuğu doğurdu.
Buna çok üzülmüştü. Ama olsun çocugu vardı artık. İster erkek, ister kız ne farkederdi.
Çocuğun adını Meryem koydtılar.
Meryem gün geçtikce gelişti, büyüdü. Günü gelince annesi sözünü tuttu. Götürüp onu Beyt-i Mukaddes'e vermek istedi. Bu Kutsal Mabed'de Hz. Harun soyundan gelen insanlar bulunuyor, vakitlerini ilim öğrenmek ve ibadet ile geçiriyorlardı.


Yüce Allah'ın peygamberi Hz. Zekeriyya da onların başkanı konumunda bulunmaktaydı.
Hanne elinden tuttuğu yavrusu ile Kutsal Mabede varınca kendisini karşıyanlara şöyle dedi:
- Ey Allah'ın iyi kulları. Cok yaş yaşadım, artık ihtiyarlık elverdi. Bu vakte kadar bir çocuğum olmamıştı. Yüce Allah'a yalvardım,. Eger bana bir çocuk verecek olursa, onu Beyt-i Mukaddes'in hizmetine vereceğime dair söz verdim. Ama kader. Çocuğum erkek değil, kız oldu. Biliyorum, bu Kutsal Mabed'e kız çocukları alınmıyor.

Ne olur, beni kırmayın, Meryem'i kabul edin, ben de Yüce Allah'a karşı verdiğim sözü tutmuş olayım.
Kutsal Mabed'in hizmetlileri aralarında konuştular,   '' tartıştılar.
Simdiye kadar hiç böyle bir durumla karşılaşmamışlardı.
Bu çocuk aynı zamanda kendi başkanları olan ve bir süre önce vefat edem İmran'ın çocuğu idi.
Kabul etseler bile ona kim bakacak, kim büyütecekti?


Hz. Zekeriyya Hz. Meryem'in teyzesinin kocası aynı zamanda Beyt-i Mukaddes'deki hizmetlilerin reisi idi.
Bu nedenle çocuğu almak istedi. Diğerleri karşı çıktılar. Bu sevimli çocuğu aralarında pay edemiyor, herkes "Ben alacağım" diyordu.
Sonunda kur'a atmaya karar verdiler. Kur'a sonucu çocuk Hz. Zekeriyya'ya düştü. Hz. Zekeriyya, Hz. Meryem için özel bir oda yaptırdı.
Hz. Meryem artık bu odada kalacaktı. Bütün hizmetini Hz. Zekeriyya görüyor, onu besleyip büyütüyor, ona bilmediklerini öğretiyordu.


Hz. Meryem bu odada günlerini geçirmeye başladı. Vaktinin çoğunu Yüce Allah'a ibadet ile geçiriyordu.
Onun yanına Hz. Zekeriyya'dan başka kimse giremiyor, suyunu ve yemeğini yalnız o getiriyordu.
Günlerden bir gün yine Hz. Zekeriyya Hz. Meryem'in odasına girmişti.
Ona yiyecek ve su getirmişti.
Birden gördükleri karşısında şaşkına döndü. Hz. Meryem'in odasmda çok güzel bir sofra vardı.
Hz. Zekeriyya şaşkınlığını attıktan sonra:


- Ey Meryem, bu nedir? Bu yiyecekler nereden geldi böyle?
Hz. Meryem: "Ey Zekeriyya" dedi.
- "Yüce Allah tarafından bana böyle yiyecekler geliyor. Süphesiz Allah-u Teälä dilediğine hesapsız rızık gönderir."
Hz. Meryem temiz, iffetli, Allah katında değerli bir kul idi. O zamanındaki kadınların en hayırlısı idi.
Günler ayları, aylar yılları kovalamış, Hz. Meryem artık epeyce büyümüştü.


Kutsal Mabed'te kendisine ayrılan yerde günlerini ilim ve ibadetle geçiren Hz. Meryem güzel bir genç kız olup çıkmıştı.
Günlerden bir gün Hz. Cebrail insan şeklinde gelerek ona göründü.
Hz. Meryem oldukça korkmuş ve telaşlanmıştı.
Tanımadığı, bilmediği bir erkekle karşılaşmış olmak   u onu oldukça endişelendirmişti. Ona şöyle seslendi:


- Dogrusu ben senden, Yüce Allah'a şığınırim^^er; ... mümin bir kişi isen bana fenalık yapmazsın, yanımdan çekilip gidersin.
Hz. Cebrail'in ona bu şekilde görünmesi bir imtihan idi. Yüce Allah'ın meleği şöyle konuştu:
- Ben sana tertemiz bir oğul bağışlamak için Rabbinin gönderdigi bir elçiyim.
Hz. Meryem çok müjdeli bir haber almıştı. Arna yine de bu haber karşısında şaşırmış, telaşlanmıştı.
Nasıl oldurdu bu?

Kendisi evlenmemiş, bakire bir kız idi. Hiçbir erkek ona yaklaşmamıştı. Evlenmeden nasıl çocuğu olabilirdi
ki?     :
Hz. Cebrail'e şöyle cevap verdi:
- Benim nasıl bir oğlum olabilir? Bana bir insan dokunmadı. Ben iffetli bir kadınım.
Bunun üzerine Hz. Cebrail:
- Evet... söylediklerinde doğrusun. Ancak Rabbin buyurdu ki (Baba olmaksızın çocuk vermek) benim için çok kolaydır.



Bunu insanlara kudretimizi gösteren bir işaret, Isa'yı da (insanları kurtuluşa götüren) tarafımızdan bir nimet yapacağız.
Hz. Meryem artık anlamıştı. Bu insan şeklindeki melek Yüce Allah tarafından gönderilmişti. Öyleyse onun dediklerine inanması, ondan korkmaması gerekirdi. Yüce Allah ne demişse öyle olacaktı.        ir
Gercekten bir süre sonra Hz. Meryem hamile olduğunu anladı.


Bu durum onu sevindirdiği kadar utandırıyor ve oldukça korkutuyordu.
Çünkü hamile olduğu anlaşılırsa, diğer insanlar ona kötü göz ile bakacaklardı.
Böylece üzüntü ve korku dolu günler birbirini kovaladı durdu.
Hz. Meryem durumunu kimseye söyleyemiyordu. Nasıl anlatabilirdi?
Babasız bir çocuk doğuracağına kim inanırdı? Cok zor durumdaydı, sonunda dayanamadı.
Kutsal Mabed'ten kactı, Beytü'1-lahm denilen bir yere geldi. Arük doğum zamanı da neredeyse yaklaşmıstı.
Burada birkaç gün gecirdi ki doğum anı gelip çattı.
Hz. Meryem o sırada bir kuru hurma acağına yaslanmış duruyordu.
Sancıların şiddetinden hurmanın dallarına sarılmıştı.
Onun sarılması ile Yüce Allah tarafından verilen izin sonucu kuru hurma dallan bir anda yeşerdi. Meyve ile doldu taştı.

18 yorum:

  1. Çok iyi yazım hatalarına aldanmayın çok güzel yazmışlar en doğrusu bu olmuş...

    YanıtlaSil
  2. Kaynaklarda Hz İsa'nın hayatına ilişkin çok fazla detay yok, Hz. Meryem'in hayatı daha detaylı.
    Burada da aynı husus geçerli. Hz. İsa'nın doğumundan sonrasına ilişkin hiç bir şey anlatılmamış.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hz isa hakkında pek fazla bilgi bilinmemektedir.

      Sil
    2. Hz isa hakkında pek fazla bilgi bilinmemektedir.

      Sil
    3. evet verilmedi bunlar direk yarıda kesiyor

      Sil
  3. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  4. Guzel anlatmissiniz, tskrler

    YanıtlaSil
  5. Merhaba siteme buyrun:
    http://islamalimleri2561.blogspot.com

    YanıtlaSil
  6. Emeği geçen herkezden Allah rağzolsun Rabbim hepimizden razı olsun islam kardeşlerim

    YanıtlaSil
  7. BU HZ ISANIN DOGMASAN ONCEKI HAYATI OLMUS MERYEM ANAMIZIN HAYATI YANI

    YanıtlaSil
  8. bana projem için çok yardım ettiniz böyle yazmaya devam edin he he

    YanıtlaSil