10 Ekim 2010 Pazar

Habil ile Kabil'in hayatı

Hz. Adem ile Hz. Hawa yeryüzünde ayrı ayrı yerlere indirilmişlerdi. Uzun zaman birbirlerinden ayrı yaşadılar. Allahü teäläya hep yalvarıp, çokça tövbe ettiler. Yüce Allah (c.c.) tövbelerini kabul edip onlar: Mekke civarında; "ARAFAT" denilen yerde buluşturdu.
Hz. Adem ile Hz. Hawa'nın buluşmalarından sonra, insan nesli süratle çoğalmaya başladı. Hawa annemiz her doğumda: biri erkek, biri de kız olmak üzere, ikiz doğuruyordu.

İlk doğumdan olan erkek çocuğa Kabil adını vermişlerdi. Daha sonraki doğumdan olan erkek  çocuğun ismi ise Habil idi. Sinirli ve kıskanç bir yapıda olan Kabil, tarla işlerine bahçeye ve ağaçların   bakımına yardım ediyordu. Kardeşinin aksine yumuşak huylu ve sakin bir çocuk olan Habil ise, hayvanların bakımı işiyle uğraşıyordu. Kız kardeşler ise evde annelerine yardım ediyorlardı.

Nihayet gençlerin evlenecekleri zaman gelip çatmıştı. Kabil ile doğan kız Habil'e, Habil ile doğan kız Kabil'e verilecekti. Çünkü, Yüce Allah böyle buyurmuştu.
(İnsan neslinin çoğalması için, önceleri kardeşler arasında evlenme yasak edilmemişti. Yine de birlikte doğan, kız ve erkek çocuklar birbiriyle evlenemiyor, bir önceki ya da bir sonraki çocuklar birbirleriyle evlenebiliyorlardı. Zamanla insanlann çoğalması belli bir seviyeye gelince (Hz. Nuh döneminde) bu duruma; yani kardeşlerin birbiriyle evlenmesine bir son verilip bu durum yasaklandı.

Habil'in alacağı kız, yani; Aklima, Kabil'in alacağı kızdan daha güzeldi. Öteden beri Habil'i kıskanan Kabil bu durumu kabul etmiyordu. Hz. Adem ile Hz. Hawa'nın tüm çabaları sonuç vermemişti. Çünkü Kabil bu düşüncesinde oldukça ısrarlıydı. Bu nedenle ailede huzur kalmamıştı.     
Günlerce düşünüp taşındıktan sonra bir çözüm yolu buldular. İki kardeş de yüce Allah'a birer kurban takdim edeceklerdi.

Allahü teälä kimin kurbanını kabul ederse, Aklima'yı o alacaktı. Habil kurban için koyunlarından en güzelini seçmişti. Yüce Allah'a ancak böyle iyi bir kurbanı takdim edebilirdi. Kabil ise uzun süre düşünüp taşındıktan sonra, kurban olarak bir tutam buğday taktim etmeyi uygun görmüştü.
O zamanlarda, Yüce Allah kabul ettigi kurbana bir ateş gönderip onu yakardı. Kabul olunmayan kurban ise olduğu gibi kalırdı.

Kurban sahibinin ise yüzü kararırdı. Bu adet; Benî İsrail zamanına kadar devam etmiş, daha sonra Allahü teälä tarafından kaldırılmıtı.
Her iki kardeş, kurbanlarını götürüp yüksek bir tepede yan yana koymuşlardı. Ertesi gün gidip baktıklarında, Habil'in kurbanının yanmış olduğunu gördüler. Bunun üzerine kıskançlık duyguları daha da kabaran, Kabil iyice köpürmüş, babası ile annesini suçlamaya başlamıştı.
Kurban sahibinin ise yüzü kararırdı. Bu adet; Benî İsrail zamanına kadar devam etmiş, daha sonra Allahü teälä tarafından kaldırılmıştı. Her iki kardeş, kurbanlarını götürüp yüksek bir tepede yan yana koymuşlardı. Ertesi gün gidip baktıklarında, Habil'in kurbanının yanmış olduğunu gördüler. Bunun üzerine kıskançlık duyguları daha da kabaran, Kabil iyice : köpürmüş, babası ile annesini suçlamaya başlamıştı.
O gece hiç uyumamıştı. Gece boyunca hep Habil'i nasıl öldüreceğini tasarlayıp durmuştu. Habil koyunları otlatmak için uzaklara gittiğinde, gizlice peşinden gidip, onu münasip bir yerde kıstıracaktı.
Ertesi gün geldiğinde, Habil yine her zamanki gibi, koyunları otlatmak için dağlara çıkmıştı. Şeytan ise Kabil ile beraberdi. Kabil'e kardeşini öldürmesi için habire uyarılar yapıyordu. Kabil bu sese uyarak, gizlice kardeşini takip etmeye başlamıştı.

Habil her zamanki yerde hayvanları serbest bırakıp bir ağacın gölgeliğinde istirahate çekilmişti. Arkasındaki hışırtı ile, irkilen Habil, geriye döndüğünde ağabeyi Kabil ile göz göze gelmişti. Kabil burnundan soluyor, gözlerinden kin ve nefret pırıltıları saçıyordu. Habil, Yüce Allah'ın yardımıyla onun niyetini anlamıştı.
- Ey Kabil niyetini anlıyorum. Yapmak istediğin Yüce Allah'ın buyruğuna karşı gelmektir. Yemin ederim ki öldürmek için elini bana uzatsan dahi, ben seni öldürmek icin elimi uzatacak değilim.

Çünkü ben, kainatın Rabbı olan; Allah'tan korkarım.
Habil, Kabil'den daha güçlü ve kuwetli olduğu halde, ağabeyine karşı gelmek istemiyordu. Çünkü o Allah'tan korkuyordu. Onun bu hali Kabil'i dahada öfkelendiriyor kıskançlık damarlarını daha da kabartıyordu. Habil'in umursamaz bir tavırla oradan uzaklaşmak istemesi sonucunda hiddete kapılan Kabil, yerden bir taş alıp, kardeşinin kafasına hızla vurdu. Canı yanan Habil yere düştükten sonra, yine Kabil'e el kaldırmamıştı.
Çünkü ben, kainatın Rabbı olan; Allah'tan korkarım.
Habil, Kabil'den daha güçlü ve kuwetli oldugu halde, ağabeyine karşı gelmek istemiyordu. Çünkü o Allah'tan korkuyordu. Onun bu hali Kabil'i dahada öfkelendiriyo kıskançlık damarlarını daha da kabartıyordu. Habil'in    umursamaz bir tavırla oradan uzaklaşmak istemesi     sonucunda hiddete kapılan Kabil, yerden bir taş alıp, kardeşinin kafasına hızla vurdu. Canı yanan Habil yere düştükten sonra, yine Kabil'e el kaldırmamıştı.
Bunu fırsat bilen, Kabil, elindeki taş ile kardeşi Habil'in kafasına vurmaya devam etti. Şeytan galip
gelmişti. Kabil'in aklını başından alıp çılgına döndürmüştü bir defa. Böylece toprağa düşen ilk kan,
yeryüzündeki ilk cinayetin habercisi olmuştu. Habil'in Kabil'e acıyan gözlerle bakması bile Kabil'i 
durdurmaya yetmemişti. Aldığı darbeler sonucu, Habil ruhunu teslim etmişti...
Uzun süre kardeşinin cesedi başından ayrılmayan Kabil, sanki donup kalmıştı. Bir türlü hareket edemiyor, ne yapacagını bilemiyordu. Deminden beri kendisine yol gösteren, şeytandan, ses seda gelmiyordu artık. Ne yapacagını ne edeceğini, bilemeden uzun süre öylece kalakaldı. Gün gittikçe çekiliyor, gölgeler ise uzuyordu. Panik içindeki Kabil donuk gözlerle etrafı süzüyorken, birden bir karganın gagası ile toprağı eşelediğini farketti.
Karga bir müddet, toprağı kazdıktan sonra, yanıbaşındaki karga ölüsünü iterek, açtığı çukura atmış, sonrada toprakla üstünü örtmeye başlamıştı.
Yerinden doğrulurken, "Yazıklar olsun, bir karga kadar bile olamadım" diye fısıldayıverdi. Hemen, sert bir ağaç    parçası bularak, yumuşak toprağı kazmaya başladı. Bu sırada Hz. Adem ile Hz. Hawa, çocuklarının gelmediğini görünce onları aramaya koyulup Habil'in,  hayvanları otlattığı yere doğru geliyorlardı.

Çocuklanna seslenerek olay yerine doğru ilerleyen, Hz. Adem, birden Kabil'in panik içinde kaçtıgını görünce, hızla oraya gitti. Yerde kan lekeleri ve örtülmüş toprağı görünce, Habil'in başına gelenleri anladı. Gözlerinden sicim gibi yaşlar akmaya başladı. Kabil'in ardından "Kardeşine ne yaptın" diye bağırıp duruyordu.
Korkudan ne yaptığını bilemeyen Kabil kaçmaya devam ediyordu. Yeryüzünde şeytana uyan, ilk insan olan Kabil, babasının bedduasını duymuyordu bile.

- Ey Kabil hiç bir zaman rahat yüzü görme. Sen artık istenmeyen lanetli bir insansın.
Üzüntü içinde evine dönen, Hz. Adem olup bitenleri güçlükle anlatmıştı ailesine. Herkes üzüntüsünden kahrolmuştu. Artık kendine yer olmadığını bilen Kabil kız kardeşini de alarak evi terketmişti. Kendisinden bir daha da haber alınamadı.

39 yorum:

  1. Kabil çok kötü biri ve lanetli Habil ise çok iyi biri.Dünyada Kabileler çoğaldı Habiller azaldı.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bazı kaynaklarda habil lucifer ile konuşuyordu tanrı ile değil kabil buna dayanamayıp luciferle anlaşma yaptı kabil yerine habil cennete gidecek kabil ise cehenneme lucifer bunu kabul etti ancak onu kabilin öldürmesi karşılığında

      Sil
    2. Bazı kaynaklarda habil lucifer ile konuşuyordu tanrı ile değil kabil buna dayanamayıp luciferle anlaşma yaptı kabil yerine habil cennete gidecek kabil ise cehenneme lucifer bunu kabul etti ancak onu kabilin öldürmesi karşılığında

      Sil
    3. Bazı kaynaklarda habil lucifer ile konuşuyordu tanrı ile değil kabil buna dayanamayıp luciferle anlaşma yaptı kabil yerine habil cennete gidecek kabil ise cehenneme lucifer bunu kabul etti ancak onu kabilin öldürmesi karşılığında

      Sil
    4. Tek doğru kaynak Allahın kitabı kuranı kerimdir.
      Digerleri düzmece.

      Sil
    5. Tek kaynağı 2 veya 3 ayet olan bir konudan bu kadar uzun bir hikaye nasıl çıkar? Birde enses ilişkiyi Allahın emriymis gibi uydurmuyorlardı pes vallahi

      Sil
    6. Tek kaynağı 2 veya 3 ayet olan bir konudan bu kadar uzun bir hikaye nasıl çıkar? Birde enses ilişkiyi Allahın emriymis gibi uydurmuyorlardı pes vallahi

      Sil
    7. tek kaynak kuran ı kerim değildir hadislerde vardır
      kuran ı kerim her ayrıntıya gercek olsaydı binlerce sayfalık bir kitap olurdu

      Sil
    8. bencede çok doğru söyledin

      Sil
  2. Bu paylaşımınız için teşekkür ederim

    YanıtlaSil
  3. Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    YanıtlaSil
  4. Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    YanıtlaSil
  5. Yav bu hikayede kafama çok fazla şey takıldı.ilk insanlar evlerde değil mağaralarda yaşıyorlar.insanlık konuşmayı ilk insandan yüzlerce sene sonra öğrendi.insanlar ekip bicmeyi yine seneler sonra öğrenmis.evcillestirilen ilk hayvan köpektir.koyunlar değil.Yani anlatılanlar bana çok ütopik geldi , bilemiyorum

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Adem A s peygamberdir...yani cahil değil

      Sil
    2. Sen kabilin soyundan geldigin için din konusunu anlamazsın.

      Sil
    3. İnsanın aklı almıyor gerçekten bu hikayeyi...
      Allah günah yazmasın da çok ütopik gerçekten. Yani hiç de inanılası değil....

      Sil
    4. Bir cahil daha.
      Yavrucum hz. Adem bir çok ilimle indirildi.
      Senin dediklerin uydurma ateis masalları.

      Sil
  6. Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    YanıtlaSil
  7. Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    Dünyada hep iyiler kaybeder, ahirette ise kazananlardır..

    YanıtlaSil
  8. Aferin size ☺☺������

    YanıtlaSil
  9. İlk evcilleştirilen hayvanın ne olduğu hakkında kesin bilgi mi var. Üstelik Bu kıssada evcilleştirilen ilk hayvanla ilgili bir bilgi vermiyorki. Dünyaya gelir gelmez Allah arıya bal yapmayı sivrisineğe uçmayı ipek böceğine ipek yapmayı nasıl öğretti ise hz Ademe de konuşmayı pekala öğretmeye kadirdir. Şeytanın vesveseleri ne kadarda zayıf.

    YanıtlaSil
  10. Bu yorum yazar tarafından silindi.

    YanıtlaSil
  11. Çok iyi bu siteye tşk ediyorum

    YanıtlaSil
  12. O değilde kabil yine sonunda kizida alip gitti😂😂

    YanıtlaSil
  13. La kitabını okuyun ve aklınızdakı sorular gitsin yazarı nazan Bekiroğlu

    YanıtlaSil
  14. 1050 yıllık ömür daha ne kadar kısa olabılir.

    YanıtlaSil
  15. Yani olayın temelinde kıskançlık var.

    YanıtlaSil
  16. Bu bilginin kaynağını vermek gerekmez mi?

    YanıtlaSil
  17. Kaynaksız, hem de İslami alanda bilgi mi paylaşılır?

    YanıtlaSil
  18. Bu kadar uzun bir bilgi demeti! Yazmaya üşenilmemiş.
    Ama bir cümle kaynak yok! Hayret!..

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Bilgi için teşekkür ederim ☺☺☺☺☺☺☺

      Sil
  19. Cok üzücü bir olay ben filmini ilk izledigimde aglamistim okurken yine duygulandim

    YanıtlaSil
  20. Hayatta bir şeye inanırırım ALLAHIN yolundan çıkıp kötü kötü şeyler yapmayacağım ALLAH onun yolunda yürüyenlerle beraberdir allah yarattı allah alıcak

    YanıtlaSil